
- Peki ya Roma'nın durumu nasıldı ?
Selçuklular Anadolu'nun içlerine doğru akınlarını ilerletirken Doğu Roma politik karışıklıklar içerisindeydi. Ülkenin yönetimi dul kalan Bizans İmparatoriçesi Eudoxie’nin elindeydi. Kendisi ülkenin yönetimi için yeterli değildi ve evleneceği kişi Doğu Roma İmparatoru olacaktı. Doğu Romalı idareciler, ülkedeki otorite boşluğunu tamamlamak ve yeni İmparatoru seçmek için Eudoxie’e pek çok damat adayı teklifinde bulundular. Ancak Edoxie, teklif edilen damat adaylarının yerine hapis tutulan Doğu Roma kumandanı Romen Diyojen’i tercih etti (1068). Romen Diyojen, Roma ordusu içinde yüksek rütbelere yükselmiş başarılı bir askerdi ancak X. Konstantin Dukas’ın oğullarını tahttan indirmek için komplo hazırlamak suçundan hapsedilerek İdama mahkum edilmişti (1067). Eudoxie, Doğu sınırlarında artan Türk-İslam tehdidine karşı ülkeyi bir askerin yönetimine bırakmayı tercih etti ve hapisten çıkartıp affederek kendisiyle evlendi. Romen Diyojen artık Doğu Romanın imparatoru konumundaydı ancak saltanat ailesinden olmadığı için onun imparator olmasına muhalif eden askeri ve siyasi gruplar bulunuyordu. Diyojen, yönetime geçtikten sonra politikalarını destekleyecek görevliler atayarak siyasi manevralarla muhalifleriyle baş edip kendisine karşı oluşan siyasi hareketleri engelledi. Romen Diyojen artık Doğu Romanın idaresini tam olarak üstlenmiş ve yerini sağlamlaştırmış oldu.
Bizans İmparatorluğu, taht kavgalarının çokça yaşandığı, saray entrikaları ile ünlü bir devletti. Tahtın varislerinden Doukas Hanedanı, Romanos’tan nefret ediyor ve arkasından türlü dolaplar çeviriyordu. Malazgirt Savaşı onlar için bulunmaz bir nimet oldu. Ordunun içinde üst düzeyde mensupları bulunan bu soylu aile, açıkça imparatora ihanet etti ve savaşta elini zayıflattı.
- Selçukluların durumu nasıldı ?

- Askeri durum nasıldı ?
Doğu Roma Ordusu, paralı askerlerle birlikte 70.000 kişilik bir orduyla Malazgirt ovasının kuzeyinde konuşlanmıştı. Selçuklu ordusunun askeri gücü ise sadece 40.000 kişiden ibaretti. Zira Roma ordusu, bu sefere 3 yıl boyunca hazırlanmış, Selçuklular ise Mısır seferi için çıktıkları yoldan geri dönerek mevcut ordularıyla Malazgirte ulaşmıştı. Sultan Alparslan, casuslar göndererek aynı soydan olduğu bu Türk birliklerine haber ulaştırıp kendilerine katılmaları teklifini gönderdi. Zira Anadolu içlerinde bulunan Abaz, Slav, Gürcü, v.b. kavimler yoğun savaşlar içerisinde bulunmuyorlardı. Üstelik Roma Ordusunun en önemli savaş stratejisti Magistors Tarkhal’da bir Peçenek Türküydü. Alparslan’ın teklifini olumlu karşılayan Peçenek ve Uz birlikleri Roma ordusu içerisinde konuşlanmış ancak Selçuklular için mücadele etmeye karar vermişlerdi.

- Malazgirt Meydan Muharebesi
1071 yılında Sultan Alp Arslan’ın ordusu ile Bizans İmparatoru Romen Diyojen’in lejyonları, Van Gölü yakınlarındaki Malazgirt Ovası’nda karşı karşıya geldiler. Bizans ordusu, Selçuklulardan sayıca üstündü. Ancak Selçuklu ordusunun çoğunlukla atlı süvarilerden oluşması ve gelişmiş hareket kabiliyeti, Alp Arslan’a büyük bir avantaj sağlıyordu.

Bu olay Bizans ordusunda büyük bir çalkalanmaya sebep oldu. Durumu hemen fark eden Sultan Alp Arslan, kanatlardan Bizans ordusunu kuşatma hamlesi yaptı. Merkezdeki Romen Diyojen ve askerleri Selçuklu süvarileri tarafından sarıldı ve acımasızca biçildi. Bizans ordusu büyük bir bozguna uğradı.
Bu esnada İmparatoru vermemek için merkez hattında ölümüne savaşan İskandinav asıllı askerlere de bir not düşmek gerekir. Vareg Muhafız Gücü adıyla bilinen bu seçkin birliğin askerlerinden birinin imzası, Ayasofya’nın ikinci katında “Viking Yazıtı” olarak sergilenmektedir.

Ne var ki, Romen Diyojen; Doukas ailesi tarafından başkente dönemeden esir alınır ve gözleri kör edilerek, Prens Adaları’nda bir manastıra kapatılır.
Romen Diyojen affedilmişti ancak ülkesine döndüğünde Türklerden görmediği hakaretlere uğrayıp öldürüldü. Yerine geçen yeni Doğu Roma İmparatoru 7. Mihail Selçuklular ile yapılan anlaşmayı kabul etmese de “Malazgirt Savaşı” Selçuklulara Anadolunun tapusunu vermişti. İlerleyen 20 yıl içerisinde hızla Anadolu içlerine göç hareketleri başlatılarak Türkleştirilen Anadolu, İç Asyadaki diğer Türk devletlerinin de göçleriyle bir Türk yurduna dönüştü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder